• PSİKANALİZE GİRİŞ

  • KENDİLİK VE NESNE
    İLİŞKİLERİ

  • PSİKANALİZ

  • PSİKANALİTİK
    PSİKOTERAPİLER

  • PSİKANALİZLE
    SANAT-I-YORUM

DUYGUDURUM HASTALIKLARINDA İNTİHAR

DUYGUDURUM HASTALIKLARINDA İNTİHAR

954 hastada yapılan bir çalışmada hastalar değerlendirilirken yakın dönem ve uzun dönem olarak risk etkenlerini ikiye ayırmanın faydalı olacağı ortaya çıkmış (Clark ve Fawcett 92). Son 1 yıldaki 7 faktör intiharı öngörme açısından önemli bulunmuş; panik ataklar, psişik anksiyete, ciddi oranda zevk ve ilgi kaybı, anksiyeteden depresyona oradan kızgınlık ve öfkeye kayan hızlı döngülü bir duygudurumu, alkol kullanımı, konsantrasyon bozukluğu, genel uykusuzluk. Uzun dönem risk faktörleri de ümitsizlik, intihar düşüncesi, intihara eğilim, geçmişte intihara teşebbüs hikayesidir.

İntihar etmiş duygudurumu bozukluğu olan hastalarda yapılan araştırmalarda (Goodwin 99) risk etkenleri şöyle sıralanmış:

  • Akut depresyon (ümitsizlik, uykusuzluk, anhedoni, anksiyete veya panik)
  • Mikst dönem
  • Hızlı döngü
  • Madde kullanımı
  • Agresif ve/veya impulsif tutum
  • Düşük serotonerjik aktivite
  • Hipotalamik-pituiter-adrenal aks aktivasyonu

Depresif duygulanım duygudurumu bozuklukları içinde intiharın en sıkı ilişkide olduğu klinik tablodur. Depresif dönemle duygudurumu bozukluklarından birçoğunda hastalığın seyri esnasında karşılaşılmaktadır. DSM-IV’te tanımlanan duygudurumu bozuklukları ana olarak iki başlık altında toplanabilir:

1- Depresif bozukluklar

    -Majör depresif bozukluk
    -Distimik bozukluk

2- Bipolar bozukluklar

    -Bipolar I bozukluğu
    -Bipolar II bozukluğu
    -Siklotimik bozukluk

Intihar etmiş depresif hastalar majör depresyon tanı kriterlerini tamamlama ve tamamlayamama açısından farklılıklar gösterirler. Majör depresyon tanısı almamış ve intihar etmiş, başka türlü adlandırılamayan depresif bozukluk, depresif mizaçlı uyum bozukluğu, ve distimik bozukluk hastaları daha genç yaşta intihar ediyorlar ve erkek hastaların sayısı daha fazla. Madde kullanım bozuklukları ve sekonder depresyon daha sık, tedavi için bir doktora başvuru sayısı daha az. Intihar eğilimlerinide daha az açmaktadırlar. Hayatlarının son döneminde özelliklede son haftasında kendilerini olumsuz yönde etkileyen bir olayla karşılaşma sıklıkları da daha fazla olmakta.

Intihara teşebbüs etmiş erkek hastalarda komorbid depresif bozukluklarına bakıldığında prevelans majör depresyonda %27, distimik bozuklukta %17, depresif mizaçlı uyum bozukluğunda %4 bulunmuş.