• PSİKANALİZE GİRİŞ

  • KENDİLİK VE NESNE
    İLİŞKİLERİ

  • PSİKANALİZ

  • PSİKANALİTİK
    PSİKOTERAPİLER

  • PSİKANALİZLE
    SANAT-I-YORUM

BİREYSEL RUH SAĞLIĞI AÇISINDAN GÖÇ

BİREYSEL RUH SAĞLIĞI AÇISINDAN GÖÇ

DSM-IV içinde  kültüre bağlı diğer süreçlerde kullanılabildiği gibi göç olayı içinde kullanılabilecek olan bir kültürel formül geliştirmiştir. Kültürel formülün en önem verdiği özelliklerden biri olan kültürel kimlik; etnik köken, ırk, dünyaya gelinen yer, dil, gidilen kültüre uyum sağlama yetisi, kimlik, yaş, cinsel tercih, dinsel inançlar, sosyoekonomik sınıf ve eğitimden köken almaktadır. Kültürel formül taslağı beş kategoriyi içermekte ve DSM-IV tarafından da kullanımı tavsiye edilmektedir.

   a) Bireysel kültürel kimlik

   b) Bireysel hastalıklar üzerindeki kültürel açıklamalar

   c) Psikososyal çevre ve işlevsellik düzeyiyle  ilişkili olan kültürel faktörler

   d) Hasta hekim arasındaki ilişkideki kültürel elementler

   e) Tanıya  yönelik genel kültürel değerlendirme

                     Göç süreci içersinde gidilen yerde yerleşik nüfusa göre düşük sosyokültürel düzeyden başlamak; kişilerarası primer bağların göç nedeniyle bozulmuş olması ve  gidilen çevreye uyum sağlama sürecindeki stresi indükleyen olayların gelişimine dikkat edilmesi gereklidir

.                     Göç sürecine  erken gelişim dönemlerinde olan çocukların verebileceği tepkiler açısından bakarsak, öncelikle benlik kimliği kavramına dikkatle bakmamız gerekir. Benlik kimliği  bireyde bebeklik çağından beri oluşan aynılık ve süreklilik duygusuyla birlikte, başkalarının kendisini nasıl gördüğü, toplum içinde nasıl değerlendirildiği ve kabullenildiği algısının ergenlik ve delikanlılık çağında  benliğe yerleştiği ve benliğin bir parçası olarak  özümsendiği benlik öğesi olarak tanımlanmıştır. İlk çocukluk çağında aile içinde ve toplumsal çevrede önemli olumsuz değişikliklerin  çocuktaki aynılık ve süreklilik duygusunu olumsuz etkilediğini bilmekteyiz. Göç olayı kişilik yapısındaki temel öğelerden olan toplumsal değerlendiriliş ve kabulleniş algısını derinden sarsabilmektedir.  Birey içinde yaşadığı yeni toplumda dışlanmasa bile, bir yandan kendi ülkesinden ve toplumundan kopmuş olmanın verdiği kaygılar, özlemler ve suçluluk duyguları, bir yandan da nasıl algılandığına ilişkin kaygıları ve korkuları ile ister istemez ruhsal sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır.

 

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Oytun Hastürk