• PSİKANALİZE GİRİŞ

  • KENDİLİK VE NESNE
    İLİŞKİLERİ

  • PSİKANALİZ

  • PSİKANALİTİK
    PSİKOTERAPİLER

  • PSİKANALİZLE
    SANAT-I-YORUM

BENDEN BU KADAR

BENDEN BU KADAR

ŞEYMA GÖKTAŞ, SEMA GÜNDÜZ, YEŞİM YORULMAZ

Melvin'in Kişilik Yapısı

Obsesif kompülsif kişilik yapısındaki kişiler üretken olabilirler. Ana karakterimiz de oldukça üretken bir yazardır. 60 tane kitap yazmıştır ve hala yazmaya devam etmesiyle film başlamar. Üretim stilinin oldukça farklı olduğu görülmektedir. Yazarken kapı çalmayacak, belli bir düzen içerisinde yazacak ve dikkati bölünmeyecektir, ideal bir düzene ve kurallara sahiptir. Bölündüğü an kopma gerçekleşmekte ve kendisini toplaması zor olmaktadır. Yazdığı kitabın teması kendisinden uzak bir konudur. Aşk konusunu işlemektedir. Aslında kendi hayatında aşk kavramının pek yeri yoktur ve aşkı anladığı filmde pek gözlenmemiştir. Melvin'in diğer kitapları da çok popülerdir, insanlar tarafından çok sevilmektedir ama Melvin kendini çevreden izole etmiştir.

Bir obsesifin ürettiği duygusal içerikli şeylerin beğenilmesi zor olacaktır. Film bu açıdan gerçeklikten biraz uzaktır. Zor olmasının sebebi, obsesif kişi yazdığının mükemmel olmasını ister, onu sağlamaya çalışırken soğuk ve fazla detaycı olabilir. Aşırı detaylar dikkat dağıtıcı da olabilmektedir. Ama filmde Melvin'in bu şekilde başarı kazandığı görülmektedir.

Melvin karakterinin yazdığı konular düşüncede, hayalde kalmaktadır; aslında gerçek yaşamda bu konularda çok başarısızdır. Obsesiflerin düşüncelerini saatlerce anlatabilirler. Ancak gerçek hayata, bir ilişki içinde düşüncelerini aktarmakta zorlandıkları ve yapamadıkları görülebilir. İlişki kurmakta zorlanırlar ve filmde bu tema işlenmektedir.

Melvin'in aklından geçenleri direkt aktaramadığı, bunun yerine duygudan izole yaşadığı görülmektedir. Filmde düşünselleştirme Melvin'in çözümlerinin daha çok düşüncede olmasıyla yansıtılmıştır. Tamamen duygudan uzak çözümleri vardır. Yolculuğa çıktıklarında Carol'a Simon'la sevişirse bunun ona iyi gelebileceğini, eşcinsellikten kurtulabileceğini ifade eder ki bu yüzeysel ve rasyonel bir çözümdür. Çocuk için hemen doktoru ayarlaması, konuşmadan sorunu düşüncesinde çözdüğünü göstermektedir. Sorunları kafasında halletmektedir. Köpek daha fazla işemesin diye çözüm olarak onu bodruma atıp kurtulmuştur. Çözümleri aynı zamanda çok somuttur. Köpeği atarsam kurtulurum, sevişirlerse eşcinsellik biter gibi birebir somut ilişkilendirmelerin olduğu çözümlerdir. Sorunları ilişkiler açısından değerlendirmeden sadece çözüm yolları üzerinden gitmektedir ve bu açıdan insanların iç dünyasını görmezden geldiği görülmektedir.

Obsesif nevrozda kişinin düşünce ve hayatı o kadar birbirinden ayrılmış halde olabilir ki bunları bütünleştiremez ve içgörü oluşturamaz hale gelebilir. Filmde Melvin aşkı anlatmakta, böylelikle para kazanmaktadır ancak bu iş ile yaşamı o kadar ayrıktır ki onun hayatında sevdiği birisi yoktur. Bir kadınla ilgilenmeye başladığı sahnede; ’’Sen buradan (restoran) gidersen ben yemek yiyemeyeceğim.’’ demektedir. Somut ve kendi ihtiyacını karşılamaya yönelik düşünmektedir. Çocuksu bir tarafı vardır. Her şey ona göre düzenlenmelidir, mızmızlanarak her şeyi elde edebileceğini düşünmektedir. Psikoloğuna gittiği sahnede; “Ben geldim, konuşmalıyız’!’ diyerek ortamı yönetmeye çalışmaktadır. Ancak psikolog onu reddeder. Çünkü 2 yılın ardından kendi isteği ile gitmiştir, yani bütün düzenin ona ait olduğunu düşünmektedir.

Obsesif Nevrozun Dinamiği             

Obsesif nevrozun dinamiğinde sorunun anal dönemden kaynaklandığı bilinmektedir. Filmin çiş sahnesiyle başlaması bu açıdan dikkat çekicidir. Bu dönemde çocukta motor hareketler ve bilişsel etkinlik artmaktadır. Çocukta merak artmaya başlar, etrafında gördüklerine dokunma, ilgilenme isteği oluşur. Çocukta ana tema olarak; inatçı, karşı koymacı tutumlar hakimdir. Buna karşı anne kural koyucudur. "Hayatın gerçekleri var ve sen istediğine göre davranamazsın" çatışması yaşanmaktadır.

Filmde Çocukluk Yaşantılarının İzlenimleri

Film, çocukluk açısından ele alındığında; Melvin’in geçmişine ait bilgiler azdır. Ancak Melvin’in kuralcı bir ebeveyn karşısında isteklerini, hazlarını yerine getirememiş olabileceği tahmin edilebilmektedir.

Melvin’in yemekle ilgili takıntıları için ise çocukluğundan itibaren yemekle ilgili kuralları olduğu söylenebilir. Melvin’in babasının 11 yıl boyunca odasından çıkmadığı bilgisine dayanarak, izole birisi olduğu ve kendini dış dünyaya kapattığı düşüncesine ulaşılabilmektedir. Melvin’in de filmdeki sahneleri babasıyla bu açıdan benzerlik göstermektedir. Filmin ilk sahnelerinde dış dünyaya kapalı, evin içinde vakit geçiren biri olarak tasvir edilmektedir.

Melvin’in, Carol’a karşı yemek sahnelerindeki hassaslığı söz konusudur. Yemek ile ilgili davranışları ele alındığında geçmişinde aç bırakılmış olabileceği düşünülebilir. Temizlikle ilgili meselelerin de Melvin için oldukça önemli olduğu görülmektedir. Evinde kalıp kalıp sabunların olması, Carol’un yemeğe çıkacakları gün Melvin’i banyo yaparken saatlerce beklemesi ve kapı kollarını tutmamaya özen göstermesi temizlik konusundaki takıntıları hakkında bilgiler vermektedir.

Melvin insanlara dokunmaktan çekinmektedir. Bir sahnede Simon'un arkadaşı Melvin’in kapısına geldiğinde ona vurmak istemiş ve Melvin bundan direkt kaçmıştır. Bu kaçınma davranışında; karşısındakini direkt bir otorite figürüne dönüştürdüğü söylenebilir. Bu sahnede çatışmanın gerçekleşmediği görülmektedir. Kendini savunmada ve ifade etmede zorlanmıştır. Melvin filmin bazı sahnelerinde düşüncelere dalıp eyleme geçmemektedir. Bir boşalım yok, kendinin tutma vardır. Çatışma yok, çatışmaktan kaçınma vardır. Obsesif hastalar bunu kendini izole ederek de yapmaktadırlar. Kaçınmanın içerisinde kendilerine bir dünya yaratırlar. Filmde her sahnede sorunla karşılaşıldığında kaçınmanın olduğu görülmektedir.

Obsesiflerin İkili İlişkilerdeki Tutumları

Obsesif kişiliklerin ana meselelerinden biri de aşık olamamaktır. Birine bağlanmaktan, esaretine girmekten, denetimini kaybedeceğinden korkar. Cinselliği de kurallar ve detaylar ile yalıtır ve soğutur. Kendi kuralları vardır ve bu kurallar devam etmelidir. Duygusal bir gelişmememişlik, duygularının çok bastırılması ve yalıtılması da diğer özellikleridir.

Mükemmel "eş" figürünü bulamazlar. Melvin, Carol'un iyimserliğinden, anneliğinden etkilenmiştir. Carol da kontrolcüdür ve sınırlarını belli etmektedir. Obsesif kişinin aşık olamamasının bir başka nedeni de hayatına yeni birinin eklenecek olmasının rutinlerinin bozulmasına sebep olmasıdır. Filmde bu durum görülmekte ve Melvin'e kimsenin yakınlaşmadığı, her yakınlaşmayı Melvin'in püskürttiğü görülmektedir.

Melvin aklından geçenleri süzgeçten geçirmeden sert bir şekilde direkt söylemekter. Bunu bir yapma bozma organizasyonu çerçevesinde sergilemektedir. Yemeğe gittikleri sahnede sırf o kadınla yemek yemek için kravat ceket alır, oturur ve Carol'a “Seni ev elbisesiyle buraya alırlarken benim ceket giymemi istemeleri?” diyerek yakınlaşmayı hemen bozar. Bu durumu aştıktan sonra Carol'u getirmesinin bir sebebinin de Simon için olduğunu dile getirerek duygusallıktan uzak bir bozma hareketi daha yapar. Bu Melvin'in fantezisini de yansıtmaktadır. Carol’a söylediği cümleye bakıldığında aslında bir kadınla erkeğin sevişmesini isteğidir. Bu kadın ve erkek Melvin'in düşlemindeki annesi ve babasının yerinee geçebilir.

Obsesif kişiliklerin aşık olamamasının bir diğer nedeni de çocukluklarındaki anne-babanın sertliğidir. Bu durumda erkek çocuk için ödipalde anneye aşık olmak korkutucu ve tehlikeli hale gelir. Melvin'i düşünürsek, sert bababaı onu piyanoda dövüyorsa annesine aşık olursa onu parçalayabilir. Babayla çatışmaya girmemek adına geriye çekilerek “ben gerideyim, rekabet etmeyeceğim, siz beraber olun” der gibidir. Bir şekilde anneyle ilgili hayaller kurmak ödipal döneme geçmekte olan erkek çocuk için zorlaşır. Anneye aşık olup ödipali yaşayamamaktan duyulan korku onu anal döneme iter ve anal dönem yapılanmasında kalarak kendini güvenceye almasına sebep olur. Obsesif kadınlarda ise durum babanın yokluğu, uzaklığı ya da ideal olmasıdır. Kız çocuğu babaya aşık olamaz ve anal dönemde anne ile başbaşa kalır.

Obsesifler ve Çifte Değerlilik

Anal dönemde iyi ve kötü kavramlarının bütünleşmemesi babanın sert, otoriter yapıda kalmasına sebep olur. Çifte değerlilik kavramının kişide bütünleşememesinden kaynaklanan bir sorundur. İki zıt duyguyu, sevgi ve nefreti, yakınlığı ve uzaklığı aynı anda yaşamaktadır. Melvin karakterinde de bu görülmektedir. Köpeğe karşı tutumunda önce onu attı sonrasında birlikte vakit geçirdikçe sevdi. Simon'a karşı da önce kapıda kızdı kavga etti ancak sonra evine aldı. Çifte değerliliği Carol “Biz iyi bir şey mi yaşıyoruz kötü bir şey mi anlamadım? Senden hoşlanıyor muyum nefret mi ediyorum belli değil.” şeklinde ifade eder.

Gerçek hayatta psikoterapiye gelen obsesif hastaların eşleri de artık dayanamadıkları, boşanmak istedikleri yönünde ifadeler kullanabilirler. Ritüellerine ya da ikircikli davranışlarına dayanmak zordur. Eğer eşlerin kendilerini adama, feda etme gibi eğilimleri azsa kopmak isteyebilirler ama ayrılmak da zordur.

Melvin ile Carol karakterleri için "Birlikte olurlar mı acaba?" diye düşünüldüğünde, "Carol'un sevgi ve sıcaklık beklentilerini Melvin karşılayabilir mi?" diye sorulabilir. Carol, kendini feda etmeye yatkın olduğu ve Melvin'i de çocuğunun yerine koyduğu görülmektedir. Melvin'e bakım vermeye çalışırsa bu onun hoşuna gidebilir de gitmeyebilir de. Ancak Carol'un yakınlık gösteren davranışlarına karşı Melvin, sürekli onu bozacak ve ittirecek gibidir.

Melvin, Carol'u açlığını çektiği şefkatli bir anne yerine koyuyor olabilir. Carol, kendi oğluna bakan sevgi ve şefkat gösteren bir annedir ve Melvin'in de buna ihtiyacı vardır. Bu ilişkide bağımlı olduğunu ve kontrol altına girdiğini hissederse ilişkiyi bozabilir. Ödipal kaygılara döneceği için bir aşk yaşaması zor olabilir ancak o şefkati, sıcaklığı istemektedir. Kadınla ilişkisinde ona anne rolü verdiği çok barizdir; Carol'ın ona yemek servisi yapan, onu koruyan kollayan annesel bir hali vardır. Bu ikili, aşk yaşarlarsa Melvin' in ensestiyöz kaygıları artabilir, annesel bir kadın sevgili olduğunda sorunlar oluşabilir. Diğer yandan Melvin duş alırken Carol onu saatlerce bekledi ve dışarı çıktıklarında ceket almaya gittiğinde de yine bekleyebildi. Bu davranışlarıyla Carol da Melvin'i idare edebilir gibi durmaktadır.

Obsesiflerin İlişkilerde Uyguladıkları Zulümler

Obsesifler bir şekilde sevdiklerine zulüm uygularlar. Bekletmek bunlardan biridir. Kontrolcü olabilirler. Obsesif birisi; eşine yıkan diyebilir, onu kirli bulabilir ve 1 saat onu yıkayabilir. Ayrıca duygularını ifade edemez, ilişkilerinde sorunlar çıkarabilir. Yemek, mekan, temizlik konusunda takıntıları varsa bu konularda sorun çıkarabilir. Obsesif birisi her şeyin aynı ritüellerle yapılmasını isteyebilir, kadın değişiklik istediğinde ona zulüm uygulayabilir. Filmde bu açık bir biçimde yansıtılmıştır. Melvin, çocuk için doktoru hemen ayarladı ancak bu sonrasında daha boğucu bir kontrol ve iyilik yapma haline girebilir. Tam tersi de olabilir iyilik yapmak isterken kendini geri çekebilir, izole edip yalıtabilir ve kadın kendini yalnız hissedebilir. Kadını yalnız bırakarak zulmedebilir. Bir obsesifin gittikleri her yerde normlara karşı hareketleri olabilir ve bu ilişkide olan biri için utanç ve zorlanma duyguları oluşturabilir.

Obsesif kişiler borçlanma konusunda da zulüm uygulayabilir. Carol'un çocuğu için iyilik yaptıktan sonra Carol'un onunla seyahate gelmesini istiyordu ve geldiğinde "Borcunu ödedin.” diyordu. Filmde çok gösterilmemiş fakat bu kişiler çok tutumlu, cimri olabilir. Hesaplamaları çok fazla yaparlar, parayı çok fazla hesaplarlar. Filmde Melvin, cömert bir karakter şeklinde yansıtılmıştır. Obsesifler çok cömert de olabilirler. Hesap olayına hiç girmemek için hesapsız olurlar ve bu onların cimriliğe karşı bir savunmasıdır. Para dengesini çok iyi ayarlayamayabilir ve baskı yaratabilirler. Sadece para değil genel anlamda hesaplama sorunu yaşabilirler. Mesafeyi, parayı, ilişkiyi hesaplarlar. Melvin' in hasapları da çok somuttur. “Benimle buraya gelirsen o borç ödenmiş olur.” şeklinde karşılıkları çok somut ve kendi düşünce dünyasında olan hesaplamalar vardır ve karşı taraf ona uymak zorunda kalmaktad. Filmde bu uymayı, karşı tarafın isteklerine göre ayarlıyormuş gibi de yansıtılmıştır. Ama zihinsel hesaplamalar obsesiflerin çok zorlayıcı tarafıdır ve zulme dönüşebilir.  

Obsesiflerde kendilik tasarımı, yargılamalar yüzünden bir değer kazanamaz, o her zaman pis, düzensiz, bir şeyleri beceremeyen kişi konumundadır. Üstbenlik kendiliği aşağıladığı için tatmin edici sonuçlara ulaşamaz. Bir özgüven ya da kendini iyi görmenin gelişmesi çok zor olur. Filmde Melvin bu konuda başarıya kavuşmuştur. İşi olması, kitap yazması, kitaplarının başarıya ulaşması 'bitirdim ve beğenildi' gururunu yaşadığı görülmektedir. Bunun gerçekleşmemesi ve kısıtlanması obsesif kişiyi hastalandırır. Obsesif nevroz yapılanmasında doyum her zaman cezalandırılır, haz engellenir.

Obsesifler ve Üretkenlik

Obsesiflerde üretim olması olumlu bir özelliktir. Terapide üretim, terapinin başarıya gitmesi, ilerlemesi şeklinde yorumlanır. Üretemeyen biriyle terapi yapmak çok mümkün olmaz. Anne-babanın üretim konusundaki tutumu çocuğunu ketlemeyecek şekildeyse bu ileride olumlu bir özellik kazandırılabilir. Obsesiflerle psikoterapi yapıldığında, hastaların seansa düzenli geldikleri görülmektedir. Psikoterapinin sonuçları genellikle uzun sürede alınır. O süreye dayanacak gücü obsesifler gösterebilirler.

Obsesiflerde Cinsellik ve Saldırganlık Dürtüleri

Anal agresyon obsesiflerde genellikle direkt eyleme dönüşmez. Bunu düşüncelerinde yaşayabilirler, gizil bir agresyonları vardır. Sevgi ve agresyonu bir arada yaşayabilirler. Melvin, Carol'a karşı sevgi gösterirken onu denetimi altına alan davranışlarla gizil agresyonunu ifade etmektedir. Kendi utanç ve suçluluğunu karşıya kolaylıkla atfetmektedir. Karşısındaki kişiyi, ondan kurtulması gereken bir pislikmiş gibi hissettirebilir.

Cinsellik konusunda Carol bir gece onun yanına geldiğinde ‘seninle yatmayacağım’ ifadesini o gittikten sonra sürekli tekrarlamıştır. Bu Melvin'in ödipal kaygılarını rahatlatmış olabilir. Cinsellik kastrasyon kaygılarını artırır. Kastrasyon kaygılarından uzaklaşmak için o durumu bozabilir. Bozarak izole edip kontrol altına alabilir. Melvin filmde bir sahnede Carol'un evine gitmiş, Carol onu içeri çağırmasına rağmen Melvin içeri girmeyi reddetmiş ve fırına götürme teklifinde bulunmuştur. Melvin yakınlaşmayarak ve içeri girmeyerek kendini izole etmiştir. Filmin son sahnesinde Carol'u öpmüş hatta daha iyisini yapabilirim şeklinde bir ifade kullanmıştır. Filmin verdiği izlenimde Melvin'in hayatına ilk defa bir kadın girmiştir.

Filmde bir sahnede köpeği içeri almış ve “Dikkat et daha önce kimse bu eve girmedi.” diye belirtmiştir. Dürtüleri gibi köpeği de kurallarla kontrollerle ayarlayabileceğini, düzenleyebileceğini düşünmüştür. Filmde cinsellik ya da agresyon kurallarla ya da kontrollerle izole edilen şeylerdir. Melvin’in aslında dürtüleriyle çok bağlantısı yok gibidir. Saldırganlığının da farkında olmadığı görülmektedir.

Köpeğin ondan alınması Melvin'i çok etkileyen bir sahnedir. Gittikten sonra “İyiyim ben, alt tarafı bir köpek.” diyerek kendi kendine söylenmiştir. Obsesiflerin aslında zorlandığı meselelerden biri de ayrılma meselesidir. Nasıl yas tutacaklarını, nasıl ayrılacaklarını bilemedikleri için de hayatlarına birisini alamazlar. Ayrılmak sorun olduğu için bağlanmak da sorundur. 

Köpekle olan ilişkisine ve Carol'un ilişki açısından Melvin'in üstüne düşmemesine bakıldığında, aslında obsesif kişinin bağlanmasında bağlandığı kişi ne kadar üstüne düşmez ise ilişkisinde o kadar rahat olduğu söylenebilir. Köpek, onun köpeği değildir, geçici olarak verilmiştir, bunun farkındadır. “O bana ait değil ve bağlanabilirim.” şeklinde düşünmüş, köpek gideceği ve ilişkinin bir sınırı olduğu için bu sınır içinde kendini rahat hissetmiştir.

Köpeğin zorla hayatına girmesiyle Melvin'in sevgi ve bağlanma konusundaki endişeleri yavaş yavaş azalmaya başlamıştır. Obsesifler genelde hayvan bakmazlar. Bu kirliliğe katlanılması demektir. Genelde de katlanamazlar. Ancak bakabilirlerse bağlanma konusunda iyileştirici olabilir.

Terapi Sürecinde Obsesifler

Obsesifler kompülsiyonları için yardım isteyebilir. Bilişsel davranışçı terapide farklı ilgilenilir. Psikanalitik yaklaşıma göre bunlarla pek ilgilenilmez, kişinin yaptıklarının blinçdışı anlamları ile ilgilenilir. Yaklaşım ona ödev verme gibi olmaz, daha çok arkasında ne var çatışmalar neler bunlarla ilgilenilir. Eğer bunlar çözülürse kompülsiyonlar da kendiliğinden iyileşme gösterir.

Obsesifler genelde geldiklerinde ne yapacaklarına dair yardım isterler. Ne yapılması gerektiğinin söylenmesini bekler, terapisti otorite yerine koyuyormuş gibi yapar. Eğer terapist bunu kabul ederse bir sonraki seansa yapamıyorum diye gelir. Yapamamazlıkla terapistin otoritesine başkaldırır, onu alaşağı eder, kontrol altına alır. Eğer terapist bu role devam ederse bir kısır döngüye girer. Terapide bu kısır döngü ve çekişme yıkıcı olur. Obsesif kişilerin yakınları da bu konuda şikayetçi olurlar. Örneğin obsesif birinin eşi "Ellerini 7 kere yıkıyor tekrar bana temiz olmuş mu diye soruyor." diyebilir. Eşini kontrol edebilir ve eşi bu konuda yılgınlık gösterebilir. Bu sefer obsesif kişi "Eşim beni anlamıyor, çabalarımı görmüyor." şeklinde suçlayabilir. Suçlamayla ya da suçlanmayla yanıt verir. 

Nesne İlişkileri

Melvin’de nesne sürekliliğinin olduğu görülmektedir. Birine kızdığında bile ilişkisini sürdürmektedir. Obsesifler çok kontrol edildikleri, kurallara maruz kaldıkları bir işi bırakabilirler ya da böyle bir ilişkinin içinden kendilerini çıkartabilirler. Bir sahnede Simon'un arkadaşı Melvin’e önce köpek sende kalsın diye teklif etmiş fakat Melvin kabul etmemiştir. Ancak adam zorla diretince Melvin geri çekilmiştir.

Melvin, herkese sınırlarını elinden geldiği kadar bildirmiştir; insanlar sınırlarını bildiği sürece ilişkilerinde sıkıntı yaşamamış fakat sınırları aşıldığı zaman pençelerini çıkartmıştır. Belli bir mesafeyi korumuş, aşılırsa aşırı tepki göstermiştir. Bu açıdan işlevsel bir obsesif bir şekilde bu sınır meselesini yaşamını bozmayacak bir biçime düzenler ve genellikle mesafeli bir biçimde yaşamını sürdürür.

Ayrılmak ve bağlanmak Melvin'in kontrolündedir. Düzenini tehdit etmeyecek şeyler Melvin'i güvende hissettirmiştir. Fakat işlerin istediği gibi olmadığı zamanlarda kendini gergin hissettiği gözlemlenir. Örneğin; Simon’la beraber bir yolculuğa çıkacaktır, Simon’un eşcinselliğinden korkar ve Carol’u çağırır. Carol’un ön koltuğa oturmasını ister ama Simon öne oturur. Arabayı kullanırken koltuğu öne kadar çeker. Sanki adam onun penisine dokunacakmış gibidir. Kendisini direksiyonla korumaya alır. Bu durum Melvin’in eşcinsellikle ilgili kaygıları olduğunu göstermiştir.  Aslında hem eşcinsel hem de heteroseksüel bir ilişkiye karşı kaygılandığı görülmektedir. 

Bunlarla beraber ikili ilişkileri dışında bir grupla ilişki kurabildiği görülmektedir. Aynı örnekte olduğu gibi Carol’u çağırıp üçlü ilişki kurmuştur. Her ne kadar orada iletişimi bozan kişi Melvin olsa da üçlü bir iletişime girmiştir. Bu üçlü ilişkiyi bir savunma olarak da kullanmıştır. Carol’u Simon'la yan yana gitmemek için çağırmıştır. 

Yolculuk sırasında Simon çocukluğunda yaşadığı sorunları anlatmış, Carol hüzünlü bir şekilde onları dinlerken Melvin arkadan “Sizden daha güzel hayatları olan insanlar var. Belki şu an bu arabada değil ama var. Yatlarda arkadaşlarıyla olan insanların mutlu hayatları var. Sizi üzen de sizin böyle bir hayatınızın olmaması.” deyip onların iletişimini orada bozmuş, küçümsemiştir. Bu sahne kıskançlığın Melvin için ne kadar büyük bir mesela olduğunu göstermektedir. Rekabete götüren konular Melvin için tehlikelidir. Simon’a bunu belli etmiyor ama sona doğru Carol ve Simon arasında yakınlaşma olabileceğine dair sorunlar yaşamıştır. Tepkilerinin çocuksu, ilkel bir yapısı vardır.

Kendilik ve Üstbenlik

Melvin, kafasına oturmuş ahlaki şemalardan dolayı da kendini bu kadar yalıtmış ve geri çekmiş olabilir. Kendiliği yaratan faktörler dışarıdan alınan geri bildirimler ve kişinin insanlarla ilişki içinde olmasıdır. Obsesif kişi genelde daha az ilişki içine girmek için ilişkileri keser ve bozar. Böylece izole bir kendilik oluşturmuştur. Melvin için kendisiyle ilgili içgörüsünün az olduğu, kendisini tanıma konusunda kısıtlı olduğu ve duygularını tam olarak bilmediği söylenebilir. Carol, Melvin’i bu konuda zorlamıştır. “Ne hissettin? İltifat et.” gibi ifadeler kullanarak zor olsa da Melvin'i kendini ifade etmeye zorlamıştır. Ortalama kendiliği oluşmuş birisi duygularını ifade etmede daha rahat olması beklenir.

Filmde yer alan sahnelere bakıldığında Melvin'in çevresinde aldığı geri bildirimlerin hep olumsuz olduğu görülmektedir: “Sen kimseyi sevemezsin, bana kendimi kötü hissettiriyorsun, yanındayken kötü hissediyorum” v.b. Normal bir kişi bunları duyduğunu kendini “pislik” gibi hissetmesi gerekir fakat Melvin kendini böyle hissetmemiştir. Çünkü o, bu durumda iyi olmuş; diğerleri ise anlamayan, kötü, ahlaksız, pis insanlar olmuşlardır. Kötülüğü diğerlerine atfetmiş  ve kendisini temiz ve düzgün kalan olarak görmüştür. Bu durumun narsistik bir tarafı olduğu söylenebilir. Melvin’in çocuksu narsistik tutumları görülmektedir. “Ben istiyorum şimdi olsun, hemen yemek istiyorum, her şey benim istediğim gibi olur, benim kontrolümde olur, bu dünyada bir tek ben önemliyim.” gibi narsistik bir dinamik söz konusudur. Böylece kendilik değerini çok fazlaymış gibi hissedebilir.

Obsessif kişi anal dönemde çifte değerliliğini benimsedikten sonra orada kalmıştır. İyi ve kötü hep beraber gider. Çifte değerliliğin bir sonraki aşaması bastırmayla birlikte kötülüğün kabulüdür. “Benim hem iyi hem kötü özelliklerim var ve ben böyle birisiyim” ya da “sevgilimin iyi ve kötü özellikleri var ve ben onu öyle kabul ediyorum” demeye başlar. Artık iyi ve kötü iç içe geçer ve bu geçiş sevgiyi etkilemez. Melvin için direkt aşağıladığı birisini sevmesi ya da ilişki kurması zordur. Bu durumda ya karşı taraf gider ya da o devam etmeyebilir. Bu açıdan Melvin için öfkesi nesne sürekliliğini bozan bir etkiye, yıkıcılığa sahiptir.

Obsesif kişiler çok kararsızlık yaşar. Ben bunu seçersem seçmediğim belki daha iyi olacak diye düşünür. Melvin’de bu kararsızlık görülmektedir; Carol ona bir konuda şikayet ettiğinde Melvin o an yapabilir, düzeltebilir ya da bozabilir ama Melvin bir cevap verememektedir. Bu kararsızlık, obsesiflerin bir üretim ve çıkış yapmalarını engeller. Obsesif bir kişi seansta anlatacağı konuyu seçemeyebilir. “Birçok konu var ama hangisini anlatacağımı seçemiyorum.” der. Gerçek hayatta obsesiflerle seanslarda bir çok konu ele alınır ve seansın sonunda bir bütünleştirme yapılacaktır ama hasta sonuca gelemez ve ortaya bütünleştirme çıkartamaz. Melvin, filmde daha sonuca giden biri olarak görülmektedir. 

Obsesiflerin üstbenlikleri acımasız ve serttir, tatmin olamaz. Mükemmelliğe ulaşmak isterler ve bunu sürekli tekrarlayarak yaparlar. Mesela el yıkamak. Beş kere yıkar ama beş defa daha yıkayabilir çünkü temiz olduğunu hissetmez. Üstbenlik o tamamlama hissini yaşatmamaktadır. Çizgiye basma durumu normal bir obsesif bir terapi almadan sadece duygusal bir ilişkiyle hemen geçmez ama yine de kendi evinde bir odaya koymuştur. Kendi hayatını çok açamayan bir insanın bunu kabullenmesi de üstbenliğin yumuşadığını gösterir.

Obsesifler genelde soğuk şakalar yaparlar. Bu filmde görülmektedir. Melvin bir sahnede şaka yapmış, gülmüş ama kimse tepki göstermemiştir. Arabayla yolculuk sahnesinde  yüksek sesle şarkıyı açması şakaydı deyip kapatmış ama ne Simon ne Carol gülmemiştir. Bir obsesifin sıcak şakalar yapması, seansta bir şeye gülümsemesi iyiye işarettir. İyileştiğini ve bir şeylerin değiştiğini gösterir. Aslında filmde, gerçekte olabilecekten hızlı bir gelişim görülmektedir. Bu kişiden kişiye değişir fakat bir obsesifte bu belirtilerin görülmesi birkaç sene sürecek terapi ile gerçekleşebilir.

Obsesiflerin patoloji dışında iyi yönleri vardır. Obsesifler eğer empati kurabilirse çok yardımsever ve cömerttir. Obsesif bir arkadaş çok sağlam bir arkadaştır. Adalet duyguları gelişmiş olduğu için çok güvenilirdir, ondan bir şey rica edilirse titiz ve güzel yapar, iş ile ilgili meselelerde güvenilir kişilerdir. Vefakar olurlar Melvin Simon’a yardım etmiş, Simon hastaneden çıktıktan sonra köpeğiyle arasını düzeltmeye çalışmıştır. Ama iyiliğin içinde çiftedeğerlilik güçlü bir yapıdadır. İyiliği yaparken değerli hissettirmiş fakat aynı zamanda kötü de hissettirdiği yansıtılmıştır.

Carol’un Kişilik Yapısı

Carol’un  çocuğu hasta olmasına rağmen uzun süredir hayatında birinin olmaması onu çok yıpratmış, hayatında  birisinin olması için çaba sarf etmiştir. Otobüste iki çiftin el ele  tutuştuğunu görmüş ve bunu annesine anlatırken ağlamıştır. Önceki sevgilisi ile arasında garip bir durum vardır. O sevgilisiyle seviştiği sırada çocuğunun hastalığı için ayrılmış çocuğunu daha ön plana koyduğu için sevgilisi Carol'u istememiştir. Adamla sevişememiştir. Perdenin arkasından çocuğu ve annesi çıkmıştır. Evde sınırlar geçirgendir, kapı yerine perdeler vardır. İç içe geçmiş bir hayat görülmektedir.

Carol’un çocuğuyla yakınlığı güzel fakat çocuğuna karşı, koyması gereken sınırları koymadığı görülmüştür. Annesinin sevgilisi olunca çocuk normal bir çocukluk yaşamaya başlamıştır.

Carol çocuğundan, sanki bir erkekten ilgi bekliyormuş gibi bir ilgi bekliyor. “Çocuğum hem hasta hem de annesine sevgi göstermek zorunda bırakıyorum” diye. Aslında çok da sağlıklı bir ilişki olmadığı burada da görülüyor.

Carol her türlü sevgi gösterisini tensel sarılmalar öpmeler şeklinde göstermiştir. Çocuğuna zaten sürekli sarılmış, ayrılırken öpmüş, Simon’a sevgisini öperek göstermiştir. Doktora teşekkür ederken abartılı şekilde dokunmuş ve sarılmıştır. Carol'un sürekli tensel bir ihtiyacı var. Bu açıdan Melvin ile ilişkisinin geleceği sıkıntılı olabilir. Carol o kadar dokunuyorken Melvin teması çok fazla tercih etmemektedir.

Carol'un annesinin boğucu ve yutucu bir etkisi vardır. Bu yaşamında bir erkek olup, ödipal üçgen kurulduğunda çocuğun da rahatladığını ve normal gelişimini yaşadığını görülmektedir. İyi bir erkek doktor üçüncü olarak gelebildiğinde ve çocuğu sakinleştirdiğinde kadın da rahatladı. Bazen ödipal yapılanmayı bozan şeylerden birisi çocuğun hastalığı ya da bir engelinin olmasıdır. Anne onunla ilgilenmek hepçyakın olmak durumunda kalabilir ve baba üçüncü olarak araya giremeyebilir.

Carol’un kendi annesi Beverly de sürekli kızını yönetmeye çalışmış  bir ilişki kurması için çaba harcamıştır. Onun da Carol gibi yutucu bir anneliği var. “Hadi gezmeye gidelim, hadi dansa gidelim, hadi dışarı çıkalım, normal insanlar gibi olalım” der. Doktordan numarasını alınca sanki çıkacaklarmış gibi sevinmiştir. Aslında çocuğun hastalığı ile ilgili sürekli yardım alabilme ihtimaline de sevinmiştir.

SONUÇ

Filmin arka planda vermek istediği tema; filmin genel anlamda vermek istediği mesaj sevginin iyileştiriciliği, insanın sevince takıntılarını azaltabileceği ve hastalıklardan kurtulabileceğidir. Bu duruma psikanalitik açıdan bakılırsa; obsesif kişilerde ana problemlerden biri  her şeyi düşünselleştirme ve duygudan yoksun bırakmaktır. Terapide bu tarz hastalarla duyguların ifadesi üzerinde çalışılır. Melvin, Carol ile birlikte kendi duygularına karşı bir farkındalık kazanmakta ve duyguları yavaş yavaş çözülerek konuşulabilir hale gelmektedir. Gerçek hayatta tedavi planlaması olmadan bu şekilde bir düzenleme beklenmesede film bu şekilde yorumlanabilir.