• PSİKANALİZE GİRİŞ

  • KENDİLİK VE NESNE
    İLİŞKİLERİ

  • PSİKANALİZ

  • PSİKANALİTİK
    PSİKOTERAPİLER

  • PSİKANALİZLE
    SANAT-I-YORUM

DEPRESİF NEVROZDA BENCİLLİK SORUNU

DEPRESİF NEVROZDA BENCİLLİK SORUNU

Depresif Nevrozlu kişideki ana sorunlarından biri yargılayan, aşağılayan, küçümseyen bir üstbenliğe sahip olmasıdır. Bu üstbenlik, yorumlarıyla özgüveni besleyecek ve güçlendirecek yolları tıkar. Kişi kendisini değerli hissedeceği sırada üstbenlik devreye girerek değersizlik hissini körükler. Bir iyilik hali, doyum ya da haz yaşanmasını hızla engeller.

KİŞİSEL İHTİYAÇLARIN KARŞILANMASI

Özgüveni, değerlilik hissini ve benliği besleyen kaynaklardan ilki ihtiyaçların karşılanmasıdır. Depresif kişiler, olağan kişisel ihtiyaçlarını karşılanmaya kalktığında üstbenlikleri bunu bencillik olarak yorumlar. İhtiyaçlarının karşılanması ketlenen kişi ruhsal açlık ve değersizlik hisseder. Ruhsal ihtiyaçlarını doğal yollarla karşılayamayan depresif kişiler bazen ruhsal açlıklarını yemek yiyerek doyurmaya çalışırlar. Farklı alanlardan kaynaklanan ruhsal ihtiyaçların yemek yiyerek doyurulmaya çalışılması bir tatmin getirmez. Tatmin olamamanın yarattığı değersizlik ve çökkünlük, yemekten alınan haz ile baskılanmaya çalışılır. Bu doyamama hali kişinin kendisine odaklanmasına ve kendisini bencillikle suçlamasına neden olur. Ruhsal açlık, kişiyi ruhsal ihtiyaçlara odaklayarak altbenliğinin hizmetine sokar. Kişi, ihtiyacından fazlasını istedikçe ve sürekli ihtiyaçlarını düşündükçe üstbenliği onu bencillikle daha çok suçlar ve aşağılar.

AÇ KENDİLİĞİN İNKARI VE YANSITILMASI DEĞERSİZLİĞİ ŞİDDETLENDİRİR

Depresif kişilik bu aşağılama ve suçlamalardan kaçınmanın yolunu ihtiyaçlarını inkar etmede bulabilir. Kendisinin değil de bir sevdiğinin ihtiyaçlarının doyurulmasına kendini adar. Kendi açlığını karşısındakine yansıtarak onun üzerinden kendini doyurmak isteme bir yansıtmalı özdeşim düzeneğini etkinleştirir. Sınırların bulanıklaşması “Ben mi açım, o mu aç? Ben mi değerliyim, o mu değerli?” sorularının yanıtını karıştırır. Bu karışıklık, üstbenliğin aşağılayıcı ve yargılayıcı yaklaşımının baskınlaşması ile “Ben değersizim ve aç kalmalıyım.” yanıtının tekrarlanması ile son bulur. Karşısındakini doyurma çabaları, sıklıkla aşırı bir özveri ile kendini tüketmeye ve aşırı yorulmaya dönüşür.

Kendini yok sayarak karşısındakini tatmin etme uğraşısı, karşıdaki kişinin ihtiyaçları ile hızlı bir özdeşim kurmayı ve empatiyi geliştirir. Yakınları ondan istemeden onlara veren depresif kişilik teşekkür alamamaktan, değer görememekten şikayet eder ve öfkelenir. Bu sırada içindeki üstbenlik de “Sen teşekkür edilecek insan değilsin. Senin değerin yok ki zaten. Sen değersiz, aşağılık birisin. Onlar için bir hiçsin.” diyerek benliğe vurur ve değersizlik hissini güçlendirir. Üstbeliğin benliğe uyguladığı şiddet ve zulüm, depresif kişinin ifade edemediği öfkeyi kendisine döndürmesidir. Bazı durumlarda depresif kişi kendine zulmetmekten haz alır. Bu haz, kendini değersizleştirmenin mazoşizme dönüşmesine neden olabilir.

BENCİLLİK VE DEPRESİF NEVROZ

Yukarıdaki dinamikler, depresif kişinin içinde yanlış bir bencillik tanımının oluşmasına neden olur. Bencillikte özveri ve empati olmaz, depresifler ise özverili ve empatik olabilirler. Depresifler, özellikle karşısındaki insanın değersizlik duygusunu hızlıca algılarlar ve bunu doyurmaya girişebilirler. Bencillikte ise karşıdaki kişinin değersizlik duygusu kişisel çıkarlar için manipüle edilir. Bencillikte kişinin kendi çıkarları her zaman ön plandadır. Kişi doysa bile, sanki açmış gibi kendi çıkarını düşünmeye devam etmek ister. Depresif kişiler ihtiyaçlarını inkar ettikleri ve açgözlü olmaktan korktukları için doyum kaynaklarını tıkarlar. Kendi çıkarlarını görmezden gelirler. Bencillikte böyle bir tıkanma ve ketlenme yoktur. Bencillikte kişi sadece kendini görürken depresifler kendilerini göremezler. Bir diğer fark da bencillikte, bir kendini beğenme halinin olmasıdır. Depresiflerde ise kendini beğenememe sorunu vardır. Bencillikte doyum için bir ekstranın, fazlalığın peşine düşülür. Depresif kişi ise varoluşunu sürdürmek için kendini nasıl doyuracağını bilemez. Yaşamsal bir doyumun yollarını bulamamaktadır. Bencillikte kişi yanındaki kişiyi göremediği için ona zarar verir. Depresif kişi ise kendisini doyuramadığı için yanındaki kişi zarar görür.

Depresif kişinin bencil ve açgözlü görülmekten duyduğu korku ihtiyaçlarını dile getirmesini de ketler ve yakınlarından yardım istemesini engeller. İhtiyaç ve isteklerini dile getiremedikçe yakınlarının bunları sezmesini ve anlamasını daha çok ister. Yakınları, ihtiyaçlarını anlayamadıkça onlara öfkelenir. Depresifler anlaşılmadıkları için sıkça öfkelenirler.