• PSİKANALİZE GİRİŞ

  • KENDİLİK VE NESNE
    İLİŞKİLERİ

  • PSİKANALİZ

  • PSİKANALİTİK
    PSİKOTERAPİLER

  • PSİKANALİZLE
    SANAT-I-YORUM

KAYITSIZ (OBLİVİOUS) NESNE VAR MIDIR?

“Oblivious” İngilizcede; dikkatsiz, kayıtsız, ilgisiz, unutkan, çevresinden habersiz ve ihmalkâr anlamlarına gelen bir kelimedir.

Bu nesne kavramını ortaya atan Brady, tıkınırcasına yeme ve boğulurcasına alkol içme bozukluğu olan, ergenliğinin sonlarına gelmiş bir olgu örneği (Natalia) verir. Natalia var olmak ve ayrışmak ile ilgili sancılar çeken genç bir kızdır. Brady, Natalia’daki kayıtsızlıkların; kendilik tasarımlarında, belirtilerinde ve aktarım-karşı aktarım ilişkisinde gözlendiğini belirtir.

Ancak Brady, kayıtsızlık ile zalim-savunmasız nesne tasarımları arasındaki bağlantıyı kurmadığı için “kayıtsız nesne” tasarımını tanımlayışı havada kalır.

Öncelikle kayıtsız bir anne, çocuğunun kaygılarını sakinleştiremediğinde çocuk bunu saldırgan bir annenin zulmüne uğruyormuş gibi tasarımlar. Klein bu durumu çok güzel bir biçimde açıklamıştır. Brady manik savunmalara değinirken Klein’a yönelir, bunları ayrışma süreçlerine bağlar ama zulüm görme ve öldürülme kaygıları ile bağlantılarına değinmez. Manik savunmalar, ayrılık, ölüm ve yas ile ilgilidir ama etkili olan ana faktörler zulme uğrama, öldürülme korkuları ve nefrettir. Bu nedenlerle aslında kayıtsızlığın arkasında, nefret edilen ve zarar verici olduğu için korkulan zalim nesne tasarımı vardır.

Zalim nesne-anne ve yarattığı korku, Natalia’daki tecavüz ve işkence eden anne kâbuslarıyla bilince çıkar. Böylelikle Natalia’nın bilinçdışındaki “zalim nesne” ve “saldırıya uğrayan kendilik” ilişkisi ruhsal açıdan işlenme olanağı yakalar.

Kayıtsız tanımı, anlatılan olguya tam oturmaz çünkü Natalia ya da annesi “tamamıyla” kayıtsız değildir. Tam tersine Natalia, kayıtsızlığın dipsiz kuyusundan çıkmaya çalışmakta ama bunu kendine zarar vermeden nasıl yapacağını bilemediği, saldırganlığının kendisine geri döndüğü görülmektedir. Natalia çaresizliğe düştüğünde etkinleşen anne tasarımı saldırıya uğrayan ya da zalim (olarak ikiye bölünmüş nesne) oluşuyla onu yine çaresizliğe boğmaktadır. Normal gelişimde anne, çocuğunun saldırganlığını alır ve ona misilleme yapmadan saldırganlığıyla baş etmesini sağlar. Anne, çocuğa kendisini ve ailesini korumasını öğretir. Anne, sevgisinin ağır basması ile çocuğunun zulüm görme kaygılarını sakinleştirir.

Natalia’daki bir diğer sorun, Brady’nin az değindiği kayıtsızlık olarak baba sorunudur. Anne ve kız arasına giren ve şiddeti durdurarak onları ayrıştıran bir baba yoktur. Baba, uzun saatler çalışmaktadır ve uzaktadır.

Natalia’nın anne tasarımında kadın-erkek ayırımı ile koruyucu-saldırgan ayırımı oluşamamıştır. Yani “Annem kadındır, erkek değildir. Annem kadın, babam erkektir.” ile “Annem koruyucudur saldırgan değildir, saldırganlığını beni korumak için gösterir.” hissi tam yerleşmemiştir. Natalia’nın kendine zarar verici davranışları, içselleştirilemeyen sakinleştirici ve güvenli nesne arayışları ile “kayıtsız” çevreyi (anne-babayı) etkinleştirme çabalarıdır. Kayıtsız anne, saldırganlığı ve duyguları anlama, yorumlama ve tepki verme yetisinden yoksundur.

Brady, Natalia’nın alkole bağlı olarak kendini kaybetmesini kayıtsız nesne ile özdeşleşmeye bağlamıştır. Halbuki özdeşleşilen kayıtsızlık savunmasıdır, bilinçdışında başka bir kendilik ve nesne ilişkisiyle özdeşleşilmiştir. Terapiye gelmeden önce Natalia, böyle bir kendini kaybetme sırasında cinsel saldırıya uğramıştır. Bu olayda Natalia’nın “savunmasız kendiliğine” saldıran “zalim nesne” tasarımı sahnesi yeniden canlanmıştır. Bu yeniden yaşama, annesinden aldığı ama farkında olmadığı, bilinçdışında var olup eyleme dökülen travmatik bir kendilik ve nesne ilişkisi gibi durmaktadır.

Natalia’nın annesinin, evliliğinden önceki ilişkisinden bir kızı olmuştur. Natalia’nın bu yaşadıkları, kayıtsız gözüken annenin çatışma anlarında Natalia’ya “S.ksinler seni (Fuck you)!” diye küfrederek evlilik dışı çocuk sahibi olma travmasını kızının içine atması gibi durmaktadır. Aynı zamanda Natalia’nın annesi onu cinsel açıdan uyaracak biçimde ona yaklaşmıştır. Bu durumda kayıtsızlık, kızında uyandıracağı duyguları bilinçli olarak inkar etmesidir. Annenin bu davranışlarının arkasında uyaran ve saldıran bir nesne olmakla ilgili bir eyleme dökme görülmektedir. Uyaracağı kişi olarak kocasının yerine kızını koyması ve kızının ruhsallığını olumsuz etkileyecek saldırgan davranışlarının çeşitli nedenleri olabilir. Bunlar arasında, travmaları ya da yası (ilk kızından kopmuştur) yüzünden nesne tasarımlarını karıştırması, travmalarının ya da yasının taşıyamayacağı kadar ağır olması, kendini savunamaması ve tüm bunların ruhsal olarak çalışılmamış olmasına bağlanabilir.

Natalia’nın tıkınırcasına yemek yemeleri bir tecavüz gibi zorla içe alma olarak yorumlanmıştır. Natalia, boğulurcasına içki içmeyi önceleri analistinden saklamıştır. Bu davranış, annesinin evlilik öncesindeki kızını saklaması gibidir. Kayıtsızlığın arkasında konuşulamayan ve travmatik bir inkorporasyon vardır.

Brady makalesinde, Natalia’nın ayrışma sürecini anlatırken Natalia ve annesi arasındaki bağın bilinçdışındaki güçlü ögelerini yeterince yorumlayıp yorumlamadığı sorgulanabilir. Terapisi biterken Natalia’nın bebek sahibi olma korkusu, içinde annesi gibi olan bir nesne tasarımının canlı varlığını göstermektedir. Bu açıdan Brady’nin anlattığı kayıtsız nesne aslında bilinçdışı içe ve dışa yansıtma mekanizmaları ile kızıyla güçlü bir bağ kuran ama kayıtsızlığı savunma olarak kullanan annedir. Bu açıdan anlatılan kayıtsızlık, annenin iç dünyasındaki saldırganlığa ve travmaya karşı bir savunması olmalıdır.

Tüm bu verilerin ışığında Brady’nin verdiği örnek “kayıtsız nesne” değil, saldırıya uğrayan-saldırgan olarak ikiye bölünmüş bir nesne ve kayıtsızlığı savunma olarak kullanan bir benliktir.

Brady, 52. IPA Kongresinde yaptığı konuşmada kayıtsız anneleri tanımlamıştır. Bu annelerin karmaşık duygusal durumlarda ulaşılabilir olmadığını, hatta sıklıkla bu durumlara karşı kayıtsız kaldıklarını ifade etmiştir. Annesel işlevlerinin düşük düzeyde olduğunu ve koruyucu olmadıklarını belirtmiştir. Bu anneler çocuklarını anlamakta zorluk çektikleri için kapsayıcı olamamaktadırlar. Çocuğun sorunları ile baş etme kapasiteleri düşüktür, ne yapacaklarını bilemezler. Brady’nin tanımladığı tüm özellikler benlik işlevleridir. Yukarıdaki olguda görüldüğü gibi kayıtsızlığın, anlayamamanın, kapsayamamanın ve empati yapamamanın arkasında ruhsallığı meşgul eden bilinçdışı sorunlar olabilir. Brady, bir biçimde benlik işlevleri bozulmuş bir anneyi tanımlamaktadır.

Brady, bu annelerin çocuğun başarılarına odaklandığını belirmiştir. Bu açıdan Kohut’un empatik olmayan anne tasarımına benzemektedirler. Yukarıdaki örnekteki anneyi örnek olarak alırsak, büyük olasılıkla anne, taşımakta zorlandığı travmatik bilinçdışı kendilik-nesne tasarımını Natalia’nın içine atarak Natalia’yı bir kendiliknesnesi olarak kullanmıştır. Hem çocuğun başarısına odaklanma hem de içinden atmak istediği çocuğunun içine atma da annenin kullandığı birer savunmadır.

Bu tür dinamikleri Kogan Soykırım mağdurlarının çocukları ile ilişkilerinde göstermiştir. Böyle ebeveynlerin çocukları ile ilişkileri çatışmalı ve sorunludur. Bu ebeveynler çocukları ile ilişkilerini bir savunma olarak kullandıklarından çocuklarında ruhsal hastalıklar oluşmasına neden olmaktadırlar. Natalia ayrışırken dengesi bozulan anne Natalia’nın psikanalize gitmesine müdahale etmiştir. Natalia’nın analistine bağımlı olduğunu öne sürerek maddi desteğini kesmiştir.

Brady, kayıtsız annelerin büyüttüğü çocukların görünürde normal gözüktüğünü belirtir. Çocuk da kendisine karşı kayıtsız olabilmektedir. Geri çekilme ve içe kapanma tepkilerini sık vermektedirler. Kaygıyı boğucu olarak yaşamaktadırlar. Bunların anlamı çocuklarda benlik işlevlerinin gelişmediğidir. Erişkinlikte çöküşler yaşayabildiklerini belirtmiştir ki aslında benliğin önemli bir dürtüsü ve işlevi kendiliği korumaktır. Terapide terapistle birlikte olmak istemeyebilirler. Brady’nin bu ifadeleri aslında bu çocukların nesne ilişkisi kurmaktan korktuklarını ve bu korkularını uzaklaşmakla giderdiklerini göstermektedir. Benliklerinin ilişki kurma işlevleri de bozulmuştur.

Sonuç olarak kayıtsız nesne yoktur, kayıtsızlığı savunma olarak kullanan ama bilinçdışında saldırgan ve saldırıya uğrayan olarak bölünmüş tasarımlar taşıyan anne vardır. Çocuk bu anne ile ilişkisinde saldırgan nesne-saldırıya uğrayan kendilik ilişkisini içselleştirince benlik işlevleri bozulmaktadır. Benlik; işlevsel savunmalar ile iç ve dünyayı düzenleme, sağlıklı ve geliştiren ilişkiler kurma, gerçeği değerlendirme gibi işlevleri geliştirmekte zorlanır. Freud’un kendiliği koruma dürtüsü olarak tanımladığı yaşamsal bir öneme sahip olan dürtü felç olur. Şunu eklemek ve kayıtsız nesneden ayrıştırmak gerekir ki bir de annelik işlevleri olmayan ya da kısıtlı olan anneler vardır. Bu kısıtlılığın bir nedeni benlik işlevlerini bozan geçmiş travmalar ve ruhsal sorunlar olabilir. Mental kapasitedeki kısıtlılık, eğitimdeki gerilik ya da annenin annelik işlevleri bozuk olan bir annesi olması da diğer nedenler arasında sayılabilir.

 

Kaynaklar:

Brady, M. (2015). High up on bar stools: manic defences and an oblivious object in a late adolescent. J. Child Psychother., 41(1):57-72

Brady, M. (2021) Oblivious Object, 52. IPA Congress.

Klein M. (1940). Mourning and its Relation to Manic-Depressive States (Yas ve Manik Depresif Durumlarla İlişkisi). Int. J. Psycho-Anal., 21:125-153

Kogan, I. (2011) Yas Tutmama Mücadelesi, Odağ Yayınları, İzmir.